24 Aralık 2016 Cumartesi

OKSALİK ZAMAN

BALI OLDUĞU HALDE GEÇEN KOVAN

35 GR OKSALİK

OKSALİĞİ ERİTTİM

ŞEKERLE KARİŞTIRIP KARIŞIMI YAPTIM.

19 Kasım 2016 Cumartesi

SON KEK

HAZIRLADIĞIM KEK HAVALAR SOĞUDU AMA YİNEDE VERDİM.

NAYLONLADIM AMA BİRAZ AKICI OLDUĞUNDAN ALTINA BAŞKA BİŞEY DAHA KOYDUM

ARILAR BAYA İLGİ GÖSTERDİLER BAKALIM 3-4 GÜN SONRA KEKLER NOLACAK
ARILAR 4 GÜN SONRA SALI GÜNÜ ACAİB YEMİŞLER
BUNDADA ÇOK İLGİLİLER

28 Eylül 2016 Çarşamba

BALDA KALINTI

Simdi kendimize soralim, ülkemizde Hükümet Veteriner Hekimince destek alinarak bu islemleri yapan kac kisi veya kurum var..  Sayi NEDIR. Bilenimiz var mi.. 

 Bizde kullanilan yavru cürüklük antibiyotigi, bala hangi oranda geciyor, 

etkisi ne, satisi hangi sartlarda..
Iste tüm bunlar kontrol edilmeli...
 Bu Avrupa veya Türkiye fark eder mi.. Deyin ki Japonyada yasak, ben japonyadan yazinca suclu mu oluyorum..

Burada kovan kontrollü olarak gözetim esliginde yakilir, 

zaten sigortalidir, yillik 3-5 euro ödersin.. Ama o bölge KARANTINAYA alinir.. Iste bu fark..

Son zamanlarda (15 yila yakin )özellikle Çin'de kloramfenikol'ün kalıntı oluşturduğu tespit edilmiştir. Import ve pacal ballar ile her ülkeye de erismis satilmistir. 

Sorun peki balda mi ,yoksa insanin para hirsinda mi yoksa uygunsuz ilacta mi .. 
Bu satilan gida, rapor esliginde yurda giris yapar ise nasil oluyor da, satisa sunuluyor.. 

Gecen sene Almanyadaki olay.. Hayvan yemi üreticisi bir firma, istenmeyen zararli bulunan bir katki maddesi ile üretim yapmis ve ürün ciftcilere ulasmistir.. Tespit edilen sonuc ile fabrika kapatilmis, zarar gören üreticilerin zarari giderilmis, konu digerlerine de ders olacak sekilde sonlandirilmistir.. 

Olmuyor mu .. paranin ülkesi paranin devleti olmaz da kanun da catir catir isliyor..Iste kanun koyucu bu sebeple önemli..   

 Ulusal Kalıntı İzleme Planıni raporlarina bakmam lazim su anda elimde bilgi yok.. 

Burdaki internetten de ulasamiyorum..
Düzeltmişler mi, aynı tas  aynı hamam devam mı ediyor  acaba. 
Diye sormussunuz ya, büyük ihtimal hata telafi edilmistir (tahminim o yönde), balda yeni bir kalinti alt, üst, ve istenmeyen kalintilar rapor edilmis ve uygulamaya konulmustur.. Sebebi her sene yeni bir yapilanma yeni ilac yeni etki.
Ali Korkmaz:
Ülkemizde ihraç edilen balların yaklaşık %90’ını çam balı oluşturmakta, 
ancak ihraç balları içerisinde naftalin, nişasta ve antibiyotik kalıntısı ile şeker bulunmasından kaynaklanan sebeplerle Avrupa ülkelerinden geri dönmektedirler. Sen neymissin be abi...

Bu sebeplerden dolayı Kasım 1998’den itibaren çiçek balı ihracatında da durma söz konusudur. Ayrıca bal ihraç eden firma sayısı 41’den 10’a düşmüş ve 1997-1998 sezonunda 7000 ton ihraç edilen bala karşılık 2000 yılında sadece 3350 ton bal ihraç edilebilmiştir (Kalpaklıoğlu, 2000).

http://alikorkmaz.blogcu.com/ulkemiz-ballarinda-kalinti-sorunu/13246329

Veteriner Odası Başkanı Veteriner Hekim Mustafa Yıldız; 

"Türkiye Arıcılıkta ilaç kullanımı gerek tüketicilerin, gerekse gıda kontrol otoritelerinin 
giderek daha fazla üzerinde durmaya başladıkları kritik bir konudur. Diye saptamalarda 
bulunmus.. Ve devam etmis..

 Balın imajı doğal, temiz ve sağlıklı olmasıdır. Ancak, son yıllarda üretilen ballarda

yoğun bir şekilde kalıntı sorunu yaşanmaktadır. Arı ürünleri, bakım esnasında antibiyotik, 
akarisit gibi ilaç kalıntı kaynaklarından ve çevresel neden olarak da ağır metaller, 
radyoaktif maddeler, pestisidler, organik kirleticiler, patojenik bakteriler ile genetiği değiştirilmiş mikroorganizmalardan kaynaklanan bulaşanlar ile kontamine olmaktadır. Sen neymissin be abi..
  
Ballarda ilaç kalıntıları başlıca iki yoldan kaynaklanır. Bunlardan ilki arı hastalıklarının sağaltımı amacıyla kovanda ilaç uygulanmasıdır. İlaç kalıntısının diğer nedeni zirai mücadelede kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar işçi arıların balın hammaddesi olan bitki özlerini emmesi ile 
arılar tarafından alınıp kovana getirilir.  

İnsektisit amaçla kullanılan bu ilaçlar arılar için de zehirlidir ama kullanılan miktar düşük 

olduğu için genellikle arıların ölmesine sebep olmazlar; ancak, balda kalıntıya neden olurlar.
Antibiyotik kalıntıları genelde ?amerikan yavru çürüğü? veya ?avrupa yavru çürüğü? (AYÇ) gibi hastalıkların tedavilerine bağlı olarak kullanılan antibiyotiklerden kaynaklanır. 
Yasal olarak izin verilmediği halde balların %25?inde sülfadimidin, tetrasiklin, streptomisin gibi bazı ilaçların kalıntılarından en az birine rastlanmıştır.  Sen neymissin be abi..

Ballarda sıklıkla sulfonamid ve tetrasiklin grubu antibiyotikler tespit edilmiş olup, 

bazı numunelerde her iki antibiyotik grubuna birlikte rastlanılmıştır.
Çiçeklenme periyodunda bitkilere atılan sistemik ve kontakt etkili pestisitler de arılar tarafından toplanan nektar ve ANTİBİYOTİKLER Varroa kontrolünde kullanılan akarisitlerin polen aracılığıyla kovana taşınmaktadır .  Sen neymissin be abi..

 Ballarda kalıntı olarak bulunmasına izin verilen ilaç ve kimyasal maddelerin 

tolerans sınırları Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğinde belirtilmiştir. 
Buna göre ballarda pestisid etkin madde miktarı toplam 0.01 mg/kg?ı geçmemelidir. 
Ayrıca peteklerde bulunan mum güvesine karşı kullanılan naftalenin ballarda
 (Bizde naftalin kullanilmaz diyenlere bu laf) 
bulunmasına izin verilen kalıntı miktarı 0.01 mikro g/kg?dır.Türk Gıda Kodeksi?ne göre 
ballarda kalıntı olarak bulunmasına izin verilen veteriner ilaçları miktarları 
amitraz ve coumaphos için 200 mg/kg, cymiazol için 1000 mg/kg?dır .

 Arı hastalıkları için son yıllarda ilaç kullanımı önemli derecede yaygınlaşmıştır.

 Ancak ilaçların, özellikle, antibiyotiklerin gelişi güzel kullanılması beklenen başarıyı önemli ölçüde etkilemiştir. Zira bazı hastalık yapıcı mikroorganizma türlerinin yaygın ve bilinçsizce kullanılması ilaçlara karşı toleransın artışına yol açtığı gibi dirençli suşların ortaya çıkışı da kaçınılmaz olmuştur. 

Bu nedenle ilaç seçiminin özellikle antibiyotik seçiminin yapılmasında hastalık etkenlerinin antibiyotiklere karşı duyarlılık derecelerinin bilinmesinde büyük yarar vardır. 

Özellikle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bal arıları için bu amaçla ruhsatlandırılmış ve 
Veteriner Hekim Reçetesi ile satılacak ilaçlar kullanılmak suretiyle ilaçlama yapılmalıdır.

 Türk ballarının dünya piyasalarındaki yeri gelişme göstermekle birlikte bazı olumsuzlukları da taşımaktadır. Bu olumsuzlukların başında, balda veteriner ilaçlarının kalıntısı problemi 

gelmektedir ki ihracatta da önemli engel teşkil etmektedir. Kullanılan çeşitli ilaçların 
bal örneklerinde kalıntı problemine neden olduğu bilinmektedir. Bu durum, ülkemizin 
özellikle Avrupa ve Amerika?ya bal ihracatında çok önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.  
Soralim mi IYI DE ICERIDE SATILANLAR NE ALEMDE..

Avrupa Birliği Komisyonu Bal Direktifi ile uyumlaştırılmış (2001/110/EC) 

Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği?nde (2005/49) bal ve petekte kalıntılarla ilgili 
düzenlemeler verilmiştir. Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği?nde atıfta bulunulan, 
Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaçları Maksimum Kalıntı Limitleri Tebliği de (No.2002/30)
 Avrupa Birliği Komisyonu'nun ilgili direktifi (2377/90 ECC) ile uyumlaştırılmıştır. 

Ülkemizde piyasaya arz edilen her ürün bu yasal düzenlemelere uygun olmak zorundadır. Tebliğde atıfta bulunulan, Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaçları Maksimum Kalıntı Limitleri Tebliği'nde (2002/30) hayvancılık sektöründe kullanılabilecek tüm farmakolojik aktif maddeler için kriterler belirlenmiştir.


Eğer bir veteriner ilacı için belirlenmiş bir Maksimum Kalıntı Limiti (MRL) yok ise bu 

durumda bu ilacın kalıntısının balda veya petekte bulunmaması gerekir. 
Bu da günümüz teknolojisinin tespit limitleri ile ilgilidir. Ülkemizde üretilen ballarda, 
ihracatımızı da etkileyen bir konu olan, antibiyotik kalıntısı durumunun incelenmesi 
hedeflenmiştir. Böylece kalıntı problemi yaşanan yörelerin tespiti ve bu yörelerdeki arıcılık uygulamaları için düzeltici eylemler oluşturmak mümkün olabilecektir.

Veteriner Tıbbi Ürünler Yönetmeliği?nin tam olarak uygulama sürecine girmesi ile arı 

sağlığı ürünleri satışının veteriner hekimlere zorunlu olarak geçişi söz konusu olacaktır. . 
Hayvansal Kökenli Gıdalardaki Kalıntıların Muhtemel Artış Nedenleri ;kontrolsüz ilaç kullanımı, kontrolsüz ilaç satışı ve denetim eksikliği" nin hayvansal kökenli gıdalardaki kalıntıların artışından sorumlu parametrelerin en önemlileri olduğunu bildirmişlerdir. Kontrolsüz İlaç Kullanımını 
Artıran Nedenler, kontrolsüz ilaç kullanımını artıran nedenlerin başında 
"muayenesiz ilaç satışı yer almıştır. Reçetesiz ilaç satışı ve ampiriklerce yapılan ilaç satışı parametreleri, kontrolsüz ilaç kullanımını artıran en önemli ikinci ve üçüncü nedenler olarak sıralanmıştır.

Tüm bu sonuçlardan yola çıkılarak, hayvansal kökenli gıdalardaki kalıntı sorununun önüne geçilmesinin, önemli ölçüde veteriner hekimlerin mesleki ve vicdani sorumluklarıyla yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlı olduğu söylenebilir. Üstelik ilaçların arınma süreleri konusunda hayvan sahiplerinin bilinçli ve dikkatli olmadıklarını dikkate alındığında, veteriner hekimlerin bu konudaki tutumlarının halk sağlığı açısından yaşamsal öneme sahip olduğu ve sorumluluklarının bir kat daha arttığı sonucuna varılır.  

Kaynak:Erhan TEKE

10 Eylül 2016 Cumartesi

PROPOLİS NEDİR



PROPOLİS Bilim adamları tarafından "Yüzyılın Mucizesi " olarak adlandırılıyor!

Arılar, küçücük kapalı bir kovanda 50.000-80.000 ergin arı ve bir o kadar yavru bulunmasına, kovan içi sıcaklığın ve rutubetin mikropların üremesi için ideal bir
ortam oluşturmasına rağmen hastalıklara yakalanmadan 80 milyon yıldan beri yaşamlarını sürdürmektedirler. Arılar dışarıdan gelen yabancı maddeleri ve hayvanları kovan dışında tutmaya çalışırlar ve kovanın girişine iki nöbetçi koyarlar. Herhangi bir zararlı kovana girdiğinde, hemen arılar tarafından öldürülerek dışarı atılır.

 Ancak fare, salyangoz, kertenkele kurbağa gibi davetsiz misafirler öldürüldükten sonra kovan dışına atılamadıklarında arılar tarafından propolisle kaplanır.

 Böylece bu mumya zararlının bozulmasıyla ortaya çıkan bakteriyel veya viral enfeksiyonlara karşı koloniyi korur. Bunu, bitki, tomurcuk ve filizlerinden toplayıp
 agızda sindirim enzimleri ile karıştırarak hazırlarlar. Çok kuvvetli virüs, bakteri ve mantar öldürücü etkiye sahip yapışkan reçinemsi bir maddeyle yaparlar.
 Bu maddeyle kovan içerisindeki besinleri, yavruyu ve kendilerini çeşitli mikroplardan korur, bununla kovanı dezenfekte eder, kovan duvarlarını ve çatlakları
 bu maddeyle sıvarlar. Kovan içi görev yapan arılar kovan giriş deliğinde dışarıdan gelen işçi arıları propolis ile fırçalama yaparak enfeksiyonun kovana girişini
önlemektedir. Bu maddeye ''Propolis'' adı verilmektedir. Propolis Latince bir kelimedir. Kelime anlamı “Pro + Polis” ‘den gelmektedir. (Pro: Güvenlik, Koruyucu) +
 (Polis: Giriş, Şehir) “Güvenli Şehir & Şehir Koruyucu” anlamına gelmektedir.

Propolis, kara mum ya da arı reçinesi olarak da bilinir, bitkisel kaynağa bağlı olarak 300'den fazla doğal bileşik veya fitokimyasal içerir. Propolisin asıl sağlık
 koruyucu etkilerinden içerdiği, Flavonoidler sorumludur. Yaklaşık %55 balsamlar, %30 balmumu, %10 eterik yağlar ve %5 polenden oluşur. Ek olarak, magnezyum, kalsiyum, iyot, potasyum, sodyum, bakır, çinko, mangan ve demir gibi mineraller ile B1, B2, B6, C ve E vitaminlerini de içeren mineral ve vitaminlerden oluşan zengin bir yapısı vardır.

İçerdiği bu maddeler, propolise antimikrobiyal, antioksidan, antibiyotik, bağışıklık sistemi düzenleyici, antikanser ve ağrı kesici nitelik kazandırır. Bu özelliklerini keşfeden Mısır, Çin, Yunan ve Roma’nın da aralarında bulunduğu dünyanın pek çok bölgesindeki eski medeniyetler tarafından geleneksel tedavide yüzyıllardır kullanılmıştır. Günümüzde ise, kalabalık şehir ortamının havasında tehdit olarak bekleyen grip, soğuk algınlığı ve nezle gibi kış dönemi hastalıklarından bizi koruyabilen bir doğa mucizesidir.

Ölümcül bakteriye " PROPOLİS " Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerince yapılan araştırmalarda bal arılarının ürettiği propolisin, birçok insanın yaşamını yitirmesine neden olan ve ABD'deki kavun tüketimiyle ortaya çıkan ölümlerle birkez daha gündeme gelen Listeria bakterisini yok ettiği belirlendi.

Bilim adamları tarafından önemli bir keşif olarak görülen propolis, Tanrının doğanın en önemli canlılarından biri olan arılarla insanoğluna hediye ettiği bir
 mucizedir diye belitmişlerdir.

Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde propolisin bu yüzyılda keşfedilen " en mükemmel doğal ilaç " olduğu kabul edilmiştir. Dünyadaki tüketim dagılıma bakıldıgında Propolisi en çok kullanan ülkeler arasında Amerika ve Japonya gelmektedir. Japonya ortalama yıllık 500 ton Propolis ithalatı yapmaktadır.

Propolisin alışılmış antibiyotik etkilerin 100 misline yakın etkisi keşfedilmiştir. Bugüne kadar rastlanan en güçlü doğal antibiyotiktir.

(Ghisalberti, 1979 E.L. Ghisalberti, Propolis: a review, Bee World 60 (1979), pp. 59–84.)

Radyoterapide PROPOLİS etkinliği üzerine klinik çalışma.

PROPOLİS, genelde Doğal antibiyotik olarak adlandırılır.Propolis, antimikrobiyal ve geniş spektrumlu antibiyotik özelliğiyle bakteri, virüs ve mantarlara karşı etkilidir. Antibiyotikler gibi direnç oluşturmadığından güvenle kullanılabilir. Aynı zamanda, bağışıklık sistemi düzenleyicisidir, böylece bağışıklık hücrelerinin aktivitesini arttırarak vücudun mikroplarla savaşma potansiyelini güçlendirir.

Vitamin C ve E’den daha güçlü bir antioksidan olan Propolis’in yaşlanma ve kanser üzerine önleyici etkisi pek çok çalışma tarafından gösterilmiştir. Doku yenileyici ve ağrı kesici özelliklerinden dolayı boğaz ağrısında ve soğuk algınlığında da çok faydalıdır.

1 mg Propolis, yaklaşık olarak 20 mg Penisilin'e denk gelmektedir.

Aynen üreticisi bal arıları gibi çok geniş kapsamlı ve sayısızdır. Yüksek kolesterolü olan kişlerde propolisin faydaları görülmüştür. Çin’de Lian Yun Gang’ın Worker’shastanesinde Dr. Fang Zhu, hipertansiyon, damar tıkanıklığı, koroner kalp rahatsızlığı olan 45 hasta seçmiş ve bu hastalara 30 gün boyunca günde 3 defa 300 mg propolis vermiştir. Bu süre sonunda hastaların kolesterol düzeylerinde belirgin düşüşler gözlenmiştir.

Propolisin diğer bir faydası ise, enzimleri bloke eden prostaglandinleri ortadan kaldırmasıdır. Prostaglandinler tarafından ortaya çıkan ağrı ve ateş propolis tarafından ortadan kaldırılmıştır. Propolis aspirinle aynı enzimleri bloke etmektedir fakat aspirinin yan etkilerini göstermemektedir.

Propolisin enzim bloke edici ve prostaglandin inhibe edici etkisi, ağız ve boğaz için de faydalıdır. Mesela, diş eti kanaması ve doku zedelenmesi ağız sağlığı için
 en büyük problemlerden birisidir. İltihaplanma ve kanama, diş yapısında zayıflamaya ve diş kaybına neden olur. Fakat propolis, bazı spesifik enzimleri bloke ederek, prostaglandin oluşumunu engeller, iltihaplanma ve diş eti kanamasını önler. Propolis aynı zamanda, diş etindeki damarların yüzeylerini güçlendirir.

PROPOLİS Bağışıklık Sistemine Etkileri;

Propolisin en çok araştırılan ve yaygın olarak kabul edilen özelliği bağışıklığı arttırıcı özelliğidir. Propolis, doğal salgı bezlerini aktive eden geniş spektrumlu antibiyotiktir. Propolis sadece enfeksiyonları engelemenin yanında, onları vücuttan temizler. Çok sayıda deneyle ortaya konduğu gibi propolis; bakterileri, virüsleri, mantarları ve hatta penisiline dayanıklı staphlococcus’u ortadan kaldırır. Propolis virüslere karşı çok güçlüdür. Bu etki propoliste bulunan bioflavanoidlerin koruyucu etkisi sayesinde gerçekleşmektedir. Virüsler, proteinlerin dış kısmına yerleşirler. Eğer engellenmezse, bu tehlikeli ve enfekte edici madde taşıyıcı organizmada serbest kalır. Maalesef, böyle bir durumda, enzimler sayesinde protein dış kısmını parçalarlar ve böylece zararlı madde istem içerisine yayılır. Sistemde propolisin bulunması durumunda ise bu durum gerçekleşmez. Bioflavanoidler, proteinin dış kısmını parçalayan enzimleri inhibe eder ve viral maddeyi içeriye hapseder. Aynı flavanoidler, virüsün etrafını kaplayarak aktivitesini engellerler. Bioflavanoidlerin varlığında taşıyıcı, virüslere karşı bağışıklık kazanmış olur.

Diğer bir yol ise propolisin fagosite aktivitesini güçlendirerek bağışıklık sistemine yardımcı olur. Fagositler, mikroorganizmaların etrafını sarar, içine alır ve sindirerek ortadan kaldırırlar. Propolis sayesinde gerçekleşen bu etki, bir çok bilim adamı tarafından gözlenmiş ve klinik olarak yayınlanmıştır.

Propolisin işlem görmeden kovandan alındığı gibi gelişi güzel kullanılması ya da bilimsel olmayan ortamlarda işlem yapılması, işlem görmüş gibi pazarlanması, canlı organizmada fayda yerine sakınca oluşturabilmektedir. (T.C.SAMSUN VALİLİĞİ İl Tarım Müdürlüğü Dr.Semiramis KUTLUCA, Prof.Dr.Ferat GENÇ, Dr.Ali KORKMAZ)

7 Ağustos 2016 Pazar

ANALİZ BAL 2016

2016 YILI HESAPLARI PLANLARI ALTÜST EDEN BİR SENEYDİ BENİM İÇİN .
YİNEDE MEVLAMIZDAN GELEN HERŞEYE RAZIYIZ.
2016 YILINDA BALDAKİ SAKKAROZ ORANI 1,74 ÇIKTI. 

9 Temmuz 2016 Cumartesi

EN SON ANA ÜRETİM 2016 1

9 TEMMUZ GÜNÜ BAŞLATICIYA KOYDUĞUM ANA MEMELERİ YAKLAŞIK 20-21 TEMMUZDA ÇIKACAKLAR.BU SENE ANA ÜRETİMİ BENİM İÇİN TAM BİR BAŞARISIZLIKTI .YAKLAŞIK 22 GÖZ KOYDUM BAKALIM BUNLARDAN KAÇI ÇIKACAK VE KAÇI ÇİFTLEŞECEK.

10 TEMMUZ
BAŞLATICIDA 1 GÜN SONRASI 10 TEMMUZ PAZAR IZGARA ÜSTÜNE ALDIM.

18 TEMMUZ

MAŞALLAH SÜPER BAŞARI :)) 1 TANE ANA GÖZÜ YAPMIŞ ODA ÇİFTLEŞİR Mİ BİLEMEM.

7 Haziran 2016 Salı

ANA ARI ÇİFTLEŞTİRME KUTUSU

ANA ARI ÇİFTLEŞTİRME KUTULARINI ANALANDIRMADA MAALESEF FİYASKOYLA SONUÇLANDI.ARILAR VERİLEN MEMELERİN ÇOĞUNU BOZMUŞLAR BUNDAN SONRASI İÇİN ANAYI ÇIKARTIP KUTULARA O ŞEKİL VERECEĞİM.


                          2016 SIĞIR KUYRUĞU KAYSERİ DE 15 HAZİRAN DA İLK AÇTI.

26 Nisan 2016 Salı

TEMEL PETEKLER

BU HAFTA LEYLAKLAR VE AYVALAR ÇİÇEK AÇTI.BUNA GÖRE
 2015 DEN 1 HAFTA ÖNCE MEVSİM GELİYOR.

BU PAZAR BOLCA TEMEL PETEKLERİ ÇERÇEVEYE GEÇİRDİM.

11 Nisan 2016 Pazartesi

BAHAR ÇİÇEKLERİ

BU BÜYÜK KİRAZ AĞACIMIN ÇİÇEKLERİ TARİH 10 NİSAN



BUDA NEKTARİNİN ÇİÇEKLERİ


BADEM TAM ANLAMIYLA ÇİÇEK AÇTI.
MEVSİM SANKİ HAVALARDAN DOLAYI BU SENE GERİDEN TAKİP EDİYOR.

2 Nisan 2016 Cumartesi

ANA ARI İŞARETLEME

BEYAZA BOYADIĞIM ANA, ANA SONRA SIKIŞTIRILINCA KAFESE ALDIM.
BADEM YENİ ÇİÇEK AÇTI.

MAKİNEMİN TARİH AYARLARINA DİKKAT EDEMİYORUM.

26 Mart 2016 Cumartesi

KAT ATMA

KAT ATTIĞIM KOLONİYE VERDİĞİM BİRİ BALLI BİRİ BOŞ ÇERÇEVE

BUDA BOŞ ÇERÇEVE KATI TAM MART SONU GİBİ ATMAM GEREKİYOR.KAYISI ÇİÇEKLERİ 26 MARTA İLK AÇTI.

ZAYIF KOLONİYE VERDİĞİM KAVANOZ KAPAKTA 5-6 DELİK AÇTIM BİR HAFTA SONRA ARI KAVANOZU BİTİRDİ.KAVANOZ KESİNLİKLE DİK OLMALI.YOKSA DAMLATIYOR.

28 Şubat 2016 Pazar

13 Şubat 2016 Cumartesi

BİR AVUÇ ARI 2

BİR AVUÇ VE ANASI OLAN KOVANIMIZA ARI DA EKLEMEME RAĞMEN MAALESEF BUGÜN ÖLMÜŞ 

BUDA MAŞALLAH 9 ÇERÇEVEDE GÜÇLÜ BİR KOVANIM

ARILAR İSTEDİĞİM ŞEKİLDE KEKE İLGİ GÖSTERMİYORLAR.

SOLDAKİ SAF KARNİOL, SAĞDAKİ YEREL MELEZ ARIMIZ

6 Şubat 2016 Cumartesi

KEK

ŞUBAT 6 DA ARILARA İLK KEKİ VERDİM.
MAKİNENİM TARİH AYARLARINI UNUTMUŞUM

KEKİN GÖRÜNÜŞÜ BU.

ARILAR HEMEN İLGİ GÖSTERDİLER

17 Ocak 2016 Pazar

KIŞIN ARI BİRLEŞTİRME

OCAK 16 KAR KOVANLARIN ÜSTÜNÜ KAPATMIŞ.

AŞAĞI YUKARI 50 ARI VE ANA KALMİŞ BİR ÇERÇEVE ANAYI KENDİ HALİNE BIRAKAMAZDIM.

O KADAR ARIYA RAĞMEN GÖZLERE YUMURTASINI BIRAKMİŞ HATTA GÖZ KAPATMIŞ

BU  ANAYI 2 ÇERÇEVE ARIYI SALKIMDAN ALIP DİREK İÇİNE ATTIM BAKALIM NOLACAK.

BAL MEVSİMİNE KADAR ÜRETİM TAKVİMİ

  Güçlü bir aile, bal hasadının başlangıcında yaklaşık 40-50 bin (4-5 kg) arıdan oluşan bir ailedir. Böyle bir gücü elde etmek için, bal top...