15 Kasım 2014 Cumartesi

ELMALI HAMDİ YAZIR

Hamdini sözüme sertac ettim
Zikrini kalbime mi’rac ettim
Kitabını kendime minhac ettim
Ben yoktum sen var ettin
Varlığından haberdar ettin
Aşkınla gönlümü bi-karar ettin
İnayetine sığındım, kapına geldim.
Hidayetine sığındım, lütfuna geldim
Kulluk edemedim, affına geldim
Şaşırtma beni, doğruyu söylet
Neş’eni duyur, hakikatı öğret
Sen duyurmazsan ben duyamam
Sen söyletmezsen ben söyleyemem
Sen sevdirmezsen ben sevemem
Sevdir bize hep sevdiklerini
Yerdir bize hep yerdiklerini
Yar et bize erdirdiklerini
Sevdin habibini, kainata sevdirdin
Sevdin de hıl-at’i risaleti giydirdin
Makam-ı İbrahim’den Makam-ı Mahmud’a erdirdin
Server-i asfiya, Muhammed Mustafa kıldın
Salat-ü selam, tahiyyat ü ikram ve her türlü ihtiram O’na,
Ve O’nun ailesine, ahbabına, ashabına, etbaına
Ya Rab!
Gördüm ki; gecesi gündüzü ardarda birbiriyle döğüşüp değişip giden şu fani hayatta ebedî kalmak için bîçare insanlığın elinde hiçbir tutamak yok. Gördüm ki; onun yer ile gök arasında geçmişten geleceğe doğru kaynaşan, coşan, coşup coşup çarpışan dalgaları arasında her an kendine çağırıp duran ebedî hayatın davet çağrısının sesi çınlıyor. Her an Hak Teâlâ “bana gel” diye çağırıyor. İnsan bu çağrıya kulak tıkıyor, duymak istemiyor sanki kaçınmak için çırpınıyor. Fakat çırpına çırpına sonunda teslim olmaktan başka ne yapıyor? Halbuki sevmediğine teslim olmakla sevdiğine teslim olmak arasında ne büyük fark vardır? Demek ki insan için, hakkı sevmek, hakka hizmet etmek sonunda Hakk’ın güzelliğine (cemâline) ermekten daha büyük bir mutluluk ve zevk yoktur. Fakat hakkın zevkini duymayan onu hayal etmeye mahkumdur, gerçeği bilmeyen taklid etmeye mecburdur. Allah’ı bilmeyen dünyaya sarılır, dünyayı bilmeyen kuruntuya sarılır. Kuruntuya sarılan gerçeğe darılır. Yiğidi görmeyen ismine bayılır. Güzeli (Sevgiliyi) görmeyen resmine bayılır. Önünü görmeyen sonunda ayılır. Kanunu tanımayan kanun karşısında ayılır. Kitabı tanımayan hesapta uyanır. Kur’ân’ı anlamayan da tercemesine dolanır.
Elmalı Hamdi Yazır
YUKARDAKİ SÖZLER BENİ HER ZAMAN ETKİLEMİŞTİR.SEVDİĞİNE TESLİM OLMAKLA SEVMEDİĞİNE TESLİM OLMAK ARASINDA ÇOK BÜYÜK FARK VAR.
RABBİM SENİ SEVEN KULLARINDAN EYLE.
KURANDA RAD SURESİNDE BİR AYETTE ''Kalpler ancak Allah'ı zikirle huzur bulur.''DİYOR YÜCE RABBİMİZ.
AMA BİZ ÖYLESİNE DÜNYAYA DALMIŞIZ Kİ ZEVKİ BAŞKA ŞEYLERDE ARIYORUZ.HASBELKADER ARICILIĞIDA BEN ÇOK SEVİYORUM.FAKAT BAZEN İÇ MUHASEBEMİ YAPTIĞIMDA ACABA ÇOK MU DALIYORUM FAZLA MI İLGİLENİYORUM DİYE KENDİ KENDİME SORMADAN EDEMİYORUM.NİTEKİM BİR AYETTE YİNE Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.ALİ İMRAN
DENİYOR.EĞERKİ YAPTIĞIMIZ İŞİMİZDE ÜRETTİĞİMİZ BALIMIZIN ONDA BİR ZEKATINI VERİYORSAK ,İNSANLARA SADECE FAYDALI OLMAK İÇİN ÇIRPINIP HER İŞİMİZİ AMA HER İŞİMİZİ ALLAH RIZASI İÇİN YAPIYORSAK MÜMİN SURESİNDE DENDİĞİ GİBİ gerçek şu müminler felah buldu:...........onlar ki zekat vermek için çalışırlar.''DÜSTURUNCA KAZANÇLARIMIZI SADECE ZEKAT VERMEK İÇİN YAPALIM.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BAL MEVSİMİNE KADAR ÜRETİM TAKVİMİ

  Güçlü bir aile, bal hasadının başlangıcında yaklaşık 40-50 bin (4-5 kg) arıdan oluşan bir ailedir. Böyle bir gücü elde etmek için, bal top...