İnfak ne-fe-ka-
kökünden gelir. Elden çıktı, bitti, tükendi anlamlarına gelmektedir. İnfak terim
anlam olarak yarar veren bir şeyi muhataç olan biriyle karşılıksız paylaşmaktır.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere infak maddi şeyler için söz konusudur.( Elmalı
Hamdi Yazır müminin zamanından da infak olur, demiştir) Kuranın ifadesiyle rızık
olarak verilenlerden infak edilir. İnfak ve nifak aynı kökten gelmektedir. Her
ikiside iki ucu bulunan, iki şekli olan bir durumu ifade etmektedir. İnfak iki
ucu bulunan bir tünelden yani bu dünyadan diğer dünyaya hayrı göndermeyi ifade
eder. Nifakta ise bu durum kendini iki yüzlülük olarak
gösterir.
Kuranı Kerimde
infak sadece bir ayette yoksul düşme anlamında kullanılmıştır. (17/100) Geriye
kalan 70 civarı ayette ise genel anlamda harcama anlamında
kullanılmıştır.
Yardımlaşma ve
dayanışma insanoğlunun hayatında önemli bir yer tutmuştur. Maddi yükümlülük,
namaz kılmak, oruç tutmak, ölçü ve tartıyı doğru tutmak gibi insanların ilk
muhatap olduğu sorumluluklardır. Kuranı kerimde ilk işlenen konulardan biri de
her dönem de toplumun genel sorunu olan kazanç ve bunun adil bir şekilde
paylaşımı olmuştur. Maun Suresinde "Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o yetimi
itip kakar, yoksulu doyurmayı teşvik etmez." Buyrulmaktadır. Buna benzer ayetler
de yetimin itilip kakılması, yoksulu doyurmaya ön ayak olmama ve hayra mani
olama tavır ve davranışlar eleştirilmiş, toplumsal yapıya kayıtsız
kalınmamıştır.
Mal kazanma hırsı
Rabbimizin insan fıtratına verdiği yaratılıştan gelen bbir duygudur. "
kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, salma atlara, ekinlere karşı
aşırı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir. Bunlar dünya hayatının
nimetleridir. Oysa gidilecek yerin güzeli Allah katındadır."(3/14) Mal kazanma fıtri bir duygudur. Fakat bütün
yaşamını mal kazanma üzerine bina edilemeyeceği de açıktır. "Servet ve oğullar
dünya hayatının süsüdür, ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde sevapça
daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha layıktır." (18/46)
Dünya hayatının
sadece geçinmeden, oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bildiren Rabbimiz malın,
mülkün ve evlatların bizler için bir imtihan arcı olduğunu bilirtiyor. Bunlar
aynı zaman da ahret yurdunu kazanma da birer vesiledir. " Mallarınız ve
çocuklarınız sizin için bir fitnedir. Allah ise büyük ecir onun katındadır. Öyle
ise güç yetirebildiğiniz kadar Allahtan korkup sakının, dinleyin ve itaat edin.
Kendi nefsinize hayır olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil
tutumundan korunursa; işte onlar, felah bulanlardır. Eğer Allaha güzel bir borç
verecek olursanız, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah
Şekür'dür. Halim'dir." (64/ 15-17)
Kazanma hırsıyla
dünyaya dalan insan kazandıklarının kendinden kaynaklandığı vehmine kapılabilir.
Rozkı veren, genişletip daraltan Rabbimizdir. Kendinden hiçbir şey ortaya
koyamayan insan, Rabbimizin verdiği imkânları kullanarak rızka ulaşır. "Sebe
Suresi 39. ayet, Nahl Suresi 71. ayet, Zariyat Suresi 19. ayet, Haşr Suresi 7.
ayetleri" ayetlerini okuyarak konuyu açıkladı.
İnsan mal
biriktirdikçe güce ulaştığını ve daha güvende olduğunu, daha güçlü olduğunu
hisseder. Müstağnileşir. Hâlbuki bu mallar tehlikelerde barındırmaktadır. Mal
biriktirip ihtiyaç sahiplerine harcamaktan kaçınmak tehlikeye atılmak demektir.
" Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye
atmayın. İşlerinizi iyi yapın. Allah iyi iş yapanları sever."(2/195), "
Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz. Her ne harcarsanız
Allah onu bilir." (3/92)
Yığma arzusu insanı
servete sahip değil, servete ait kılmıştır. Servete ait olanın serveti olamaz.
Zira ortada sahip olacak bir özne, fert kalmamıştır. Kuranı Kerim bu durumu
Karun kıssasıyla örneklendirir (28/76-82).
İnfakın
Psikolojik Faydaları
İnsanın
dünyevileşmesinde mühim noktalardan birisi, dünyevi şeylerin özelliklerde
servetin insan psikolojisi üzerinde negatif baskısıdır. Kuran bu durumu istiğna
yani yeterli görme, Allaha muhtaç hissetmeme olarak tasvir eder. Buda tuğyanı,
fesadı ve inkarı sonuçta ise helakı getirir. "Hayır, insan kendini müstağni
görüp haddi aştı." (96/6-7) ayeti Allahı unutan insanın saplandığı dünyevileşme
batağını anlatır. "Malının kendini ebedileştirdiğini zanneder." (104/3) ayeti
malın mülkün kendisini ebedileştirdiğini zanneder. " Ey kavmim, Mısır'ın
yönetimi, ayaklarımın altından akan şu nehir, kanallar benim değil mi, görmüyor
musunuz?" (43/51) diyen Firavun zorbalık yaptı, büyüklük tasladı ve helak oldu.
Servetin insan psikolojisi üzerinde ki olumsuz boğucu baskısına karşı infak bir
sigortadır. Vermek kişiyi iman etmeye götüren önemli bir etken; cimrilik ise
imanın önünde duran ciddi bir engeldir. Gösterişten uzak, başa kakmazsızın Allah
rızası gözetilerek ve inanarak yapılan bir infak imanın göstergesi olduğu gibi
onu kuvvetlendirici bir tesire de sahiptir. Ayrıca onun ahlaki kişiliği ve
psikolojik yapısında da önemli etkilerde bulunur.
Mülkü başkalarıyla
paylaşabilmek ve yardımlaşmak kişiye kulluk şuurunda yardımcı olan bir
faktördür. Zira cimrilik ve cimriliği besleyen ve doğuran insandaki bencillik
duygusu ve mal mülk hırsı insanın kurtuluşunu baltalayan
etkenlerdendir.
İnfakın
Sosyolojik faydaları
Allah yolunda
yapılan infak, insan psikolojisini rahatlatmanın yanında sosyal yapılanmalar
üzerinde de etkisi vardır. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma hem hayatın
kalitesini yükseltir, hem de genel huzura büyük katkı sağlar. " Herhangi bir
beldeyi helak etmek istediğimizde, oranın lüks içerisinde yaşayan şımarıklarını
daha da azdırırız da onlar orda itaatten çıkarlar, ondan sonra o belde hakkında
cezalandırma hükmü kesinleşir. Bizde orayı yerle bir ederiz."
(17/16)
İnfak
Ahlakı
Kişi yaptığı hayır
ve harcamaları insanlara gösteriş veya riya için yapmamalı(İnsan S./9) İnfakın
makul olması için infak edilen şeylerin temiz, iyi ve kaliteli olması gerekir.
Önemli ahlaki şartlarda bir tanesi de yapılan harcamaların israfa
dönüşmemesidir. Zira infak bir harcama olmakla beraber asla savurganlık
değildir.(25/67)
KAYNAK:öZGÜRDER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder